Güneş Sistemimiz
Dünya'dan Ortalama uzaklık : 1,496×1011 m 8,31 dakika ışık yılı
Açısal çap 31,6' - 32,7'[3]
Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C’dir.
Güneş'in çapı Dünya'nın çapının 109 katı (1.5 milyon km), hacmi 1,3 milyon katı ve kütlesinin 333.000 katı kadardır. Yoğunluğu ise Dünya'nın yoğunluğunun ¼’ü kadardır.
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 77 milyon kilometre
Yerküre sıcaklığı : 400 °C'yi aşmaktadır.
Yörüngesel özellikleri (Epoch J2000)
Güneş'ten ort. uzaklığı 57,909,176 km
0.387 098 93 AB
Yörünge uzunluğu 360,000,000 km
(2.406 AB)
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 38 milyon kilometre
Yerküre sıcaklığı : yüzeyinin 425 °C'den sıcak olduğunu, bulut tepelerinde ise sıcaklığın düşük olduğunu saptadı.
Venüs, Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki sıcaklık bakımından da birinci sıradaki gezegendir
Yüzölçümü: 460.234.317 km²
Yarıçap: 6.052 km
Gün uzunluğu: 116 gün 18 saat 0 dakika
Kütle: 4,867E24 kg (0,815 Dünya kütlesi)
Güneşe uzaklığı: 108.200.000 km
Yörünge süresi: 225 gün
Detaylar için Tıklayın
Diğer isim Terra, Sol-3
Devir J2000
Aphelion 152,098,232 km
1.01671388 AU
Perihelion 147,098,290 km
0.98329134 AU
Yarı büyük eksen 149,598,261 km
1.00000261 AU
Dışmerkezlik 0.01671123
Yörünge süresi 365.256363004 gün
1.000017421 yıl
Ortalama yörünge hızı 29.78 km/s
107,200 km/h
Ortalama ayrıklık 357.51716°
Yörünge eğikliği 7.155° Güneş'in ekvatoruna
1.57869°[4] değişmez düzleme
Çıkış düğümü boylamı 348.73936°
Argument of perihelion 114.20783°
Doğal uyduları 1 doğal (Ay)
994 yapay (31.12.2011)
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 55 milyon kilometre
Güneş'ten ort. uzaklığı 227.936.637 km
Yerküre sıcaklığı : en düşük -140°c ortalama -63°c en yüksek 20°c.
1,523 662 31 AB
Yörünge uzunluğu 1.429.000.000 km
9,553 AB
Yörünge dış merkezliği 0,093 412 33
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 620 milyon kilometre
Yerküre sıcaklığı : Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 106 K'den (-167 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir.
Yer çekimi: 24,79 m/s²
Kütle: 1,898E27 kg (317,8 Dünya kütlesi)
Yarıçap: 69.911 km
Yüzölçümü: 61.418.738.571 km²
Güneşe uzaklığı: 778.500.000 km
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 1 milyar 195 milyon kilometre
Yerküre sıcaklığı : Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 95K (-178 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır.
Yarı büyük eksen 1.426.725.400 km.
9,537 A.Ü.
Günberi 1.349.467.000 km.
9,021 A.Ü.
Günöte 1.503.983.000 km.
10,054 A.Ü.
Yörünge dışmerkezliği 0,054
Yörünge eğikliği 2,48o
Dolanma süresi 10.755,7 gün
29,4 yıl
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 2 milyar 582 milyon kilometre
Yerküre sıcaklığı : Etkin sıcaklık 58 K (-202 °C) dir.
Yarı büyük eksen 2.872.460.000 km.
19,2 AB
Günberi 2.741.300.000 km.
18,3 AB
Günöte 3.003.620.000 km.
20,1 AB
Yörünge dışmerkezliği 0,046
Yörünge eğikliği 0,77o
Dolanma süresi 30.685,4 gün
84 yıl
Detaylar için Tıklayın
Dünyaya olan uzaklığı : 4 milyar 350 milyon kilometre
Güneş'ten ort. uzaklığı 4,503,443,661 km
Yerküre sıcaklığı : Etkin sıcaklık −201 °C
(72 K) dir.
30.10366151 AU
Yörünge dış merkezliği 0.011214269
Detaylar için Tıklayın
Cüce gezegen
Kütle 1,305×10²² kg (0,002.1×Dünya)20
Yerküre sıcaklığı : Etkin sıcaklık −229 °C
(44 K) dir.
Yoğunluk 2,03 g/cm³
Yerçekimi 0,58 m/s²
Detaylar için Tıklayın
Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldız. Orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi kütlesinin % 99,8'ini oluşturur. Geri kalan kütle- Güneş'in çevresinde dönen gezegenler, asteroitler, gök taşları, kuyruklu yıldızlar ve kozmik tozlardan oluşur. Gün ışığı şeklinde Güneş'ten yayılan enerji, fotosentez yoluyla Dünya üzerindeki hayatın hemen hemen tamamının var olmasını sağlar ve Dünya'nın iklimi ile hava durumunun üzerinde önemli etkilerde bulunur. Samanyolu Gökadasında bilinen yaklaşık 200 milyar yıldızdan birisi olan Güneş'in kütlesi sıcak gazlardan oluşur ve çevresine ısı ve ışık şeklinde radyasyon yayar. Güneş'in çapı Dünya'nın çapının 109 katı (1.5 milyon km), hacmi 1,3 milyon katı ve kütlesinin 333.000 katı kadardır. Yoğunluğu ise Dünya'nın yoğunluğunun ¼’ü kadardır. Güneş kendi ekseni etrafında saatte 70.000 km hızla döner ve bir tam turunu yaklaşık 25 günde tamamlar. Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C’dir. Güneş'ten çıkan enerjinin 2,2 milyarda 1'i yeryüzüne ulaşır. Geriye kalan enerjisi uzayda kaybolur. Güneş’in üç günde yaymış olduğu enerji, Dünya'daki tüm petrol, ağaç, doğal gaz vb. yakıta eşdeğerdir. Güneş ışınları 8,44 dakikada yeryüzüne ulaşır. Güneş, Dünya'ya en yakın yıldızdır. Çekim kuvveti Dünya yer çekiminin 28 katıdır. Güneş yüzeyi kütlesinin % 74'ünü ve hacminin % 92'sini oluşturan hidrojen, kütlesinin % 24-25'ünü[9] ve hacminin % 7'sini oluşturan helyum ile Fe, Ni, O, Si, S, Mg, C, Ne, Ca, ve Cr gibi diğer elementlerden oluşur.[10] Güneş'in yıldız sınıfı G2V'dir. G2 Güneş'in yüzey sıcaklığının yaklaşık 5.780 K olduğu, dolayısıyla beyaz renge sahip olduğu anlamına gelir. Günışığının atmosferden geçerken kırılması sonucu sarı gibi görünür. Bu mavi fotonların Rayleigh saçılımının sonucunda yeteri kadar mavi ışığın kırılmasıyla geride sarı olarak algılanan kırmızılığın kalmasıdır.
Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın gezegenidir. Büyüklük açısından 8 gezegen arasından son sırayı alır. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür'den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş'e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır. Merkür, Güneş'e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça eliptik bir yörünge izler. Plüton'dan sonra Güneş Sistemi'nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dışmerkezlik değerine sahip bu yörüngenin milyonlarca yıllık bir çevrim içinde zaman zaman daha da basıklaşarak dışmerkezlik derecesinin günümüzdeki 0,21'den 0,5 düzeyine dek yükselebildiği sanılmaktadır.
Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki sıcaklık bakımından da birinci sıradaki gezegendir. Güneşe uzaklık bakımından ikici sırada olmasına rağmen en sıcak gezegen olmasının nedeni de atmosferinin gelen güneş ışınlarının dışarı çıkmasına izin vermemesidir. Hatta bazı kişiler eskiden dünya gibi üzerinde canlıların yaşadığı yeşil bir gezegen olduğunu da söylüyor. Ayrıca Zühre, Çolpan veya Çoban Yıldızı olarak da bilinir. Bu gezegen adını Eski Roma tanrıçası Venüs (Eski Yunan Mitolojisi'nde Afrodit)'ten almıştır. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette döner. Güneş etrafındaki dönüşünü 224.7 Dünya gününde tamamlar.[1] Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen veya dünyanın ikizi olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker.
Güneş Sistemi'nde Güneş'e en yakın üçüncü gezegendir. Güneş Sistemi'ndeki en yoğun ve beşinci büyük gezegendir. Yaşamın olduğu bilinen tek gezegendir.
Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek, beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay'dır. Yeryüzü, Yerküre, Mavi Gezegen ya da latince adıyla Terra olarak da anılır.
Dünya'nın yaşı doğrudan doğruya kayaçların yaşıyla ölçülemez. Çünkü bilinen en yaşlı kayaçlar bile bugün artık yeryüzünde var olmayan daha yaşlı kayaçlardan oluşmuştur. Bugüne kadar saptanabilen en yaşlı kayaçlar Grönland'ın batısında bulunmuştur ve 4,1 milyar yaşındadır.
Bugün Dünya'nın yaşını hesaplamak için elde edilen en iyi yöntem radyoaktif elementlerin yarılanmaları sonucu başka elementlere dönüşümleridir. Örneğin radyoaktif uranyum elementinin uranyum-238 ve uranyum-235 gibi iki ayrı tipte atomu (izotop) vardır. Bu atomların ikisi de çok yavaş bir süreçle kurşunatom larına dönüşür. Öbür uranyum izotopundan biraz daha ağır olan uranyum-238'in dönüşümüyle daha hafif bir kurşun izotopu olan kurşun-206, uranyum-234'in dönüşümüyle de biraz daha ağır bir izotop olan kurşun-207 atomları oluşur. Uranyum-235'in kurşuna dönüşme hızı uranyum-238'in dönüşme hızından altı kat daha fazladır. Bu nedenler, incelenen bir kayaçtaki kurşun-206 ve kurşun-207 atomlarının oranı kayacın yaşına bağlı olarak değişir. En yaşlı olduğu düşünülen bir kurşun minerali ile bugün okyanuslarda oluşan kurşunun izotop yapısı arasındaki fark, ancak bu iki örneğin oluşumları arasında 4,55 milyar yıllık bir zaman dilimi olmasıyla açıklanır. Bu süre de Dünya'nın yaşı olarak kabul edilir.
Güneş Sistemi'nin Güneş'ten itibâren dördüncü gezegeni. Roma mitolojisindeki savaş tanrısı Mars'a ithâfen adlandırılmıştır. Yüzeyindeki yaygın demiroksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için Kızıl Gezegen de denir. İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay'daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya'daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yerbenzeri gezegendir. Ayrıca dönme periyodu ve mevsim dönemleri Dünya’nınkine çok benzer. 2 adet uydusu bulunmaktadır. Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons) adı verilen dağ Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağ ve Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur. Ayrıca Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km. uzunluğunda ve 8.500 km. genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.[2][3] Mars, Dünya hariç tutulursa, halen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir.[4] Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter keşif projelerinin radar verileri gerek kutuplarda (Temmuz 2005)[5] gerekse orta bölgelerde (Kasım 2008)[6] geniş miktarlarda su buzlarının var olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. 31 Temmuz 2008’de Phoenix Mars Lander adlı robotik uzay gemisi Mars toprağının sığ bölgelerindeki su buzlarından örnekler almayı başarmıştır.[7] Günümüzde, Mars, yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine evsahipliği yapmaktadır: Mars Odyssey, Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter. Mars, Dünya hariç tutulursa, Güneş Sistemi’ndeki herhangi bir sıradan gezegenden ibaret değildir. Yüzeyi pek çok uzay aracına evsahipliği yapmıştır. Bu uzay araçlarıyla elde edilen jeolojik veriler şunu ortaya koymuştur ki, Mars önceden su konusunda geniş bir çeşitliliğe sahipti; hatta geçen on yıllık süre sırasında gayzer (kaynaç) türü su fışkırma veya akıntıları meydana gelmişti.[8] NASA’nın Mars Global Surveyor projesi kapsamında sürdürülen incelemeler Mars’ın güney kutbu buz bölgesinin geri çekilmiş olduğunu ortaya koymuştur.[9] Mars’ın 1877 yılında astronom Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos ve Deimos adları verilmiş, düzensiz biçimli iki küçük uydusu vardır. Mars Dünya’dan çıplak gözle görülebilmektedir. "Görünür kadir"i −2,9’a[10] ulaşır ki bu, çıplak gözle çoğu zaman Jüpiter Mars’tan daha parlak görünmesine karşın, ancak Venüs, Ay ve Güneş’çe aşılabilen bir parlaklıktır.
Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir. üpiter gerek çap, gerekse kütle açısından Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegendir. Nispeten düşük olan yoğunluğu (suyun yoğunluğunun 1,33 katı), gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği nedeniyle, Satürn kadar olmasa da ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görünüme sahiptir. yansıtabilirlik derecesi (albedo) 0,52 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen Güneş ışığının yarıdan fazlasını görünür tarafta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Jüpiter'in Güneş'ten aldığı enerjinin 2,3 katı kadarını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 106 K'den (-167 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 126 K (-147 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Jüpiter'in kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Bu olgu Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılır.
Güneş Sisteminin Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını yunan mitolojisindeki Kronos'tan alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir. Su yoğunluğu ile karşılaştırıldığında 0.69 olan bu değer, Yerküre'nin yoğunluğunun % 12'si kadardır. Düşük yoğunluk, gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği ile birleşerek, Satürn'e ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görüntüsünü vermektedir. Yansıtılabilirlik derecesi(albedo) 0.47 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen güneş ışığının yarıya yakınını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Satürn'ün Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 95K (-178 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Satürn'ün kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılan ve daha sınırlı ölçüde Jüpiter'de de gözlenen bu olgu Satürn'ün yarattığı ısıl enerji fazlasını tek başına açıklamaya yeterli değildir. Ek bir mekanizma olarak, gezegenin yüzeye yakın katmanlarında hidrojen ile karışım halinde bulunan helyumun ağırlığı nedeniyle merkeze doğru süzülerek göç etmesi sırasında potansiyel enerjisinin bir kısmını açığa çıkarması önerilmektedir.
Güneş Sisteminin Güneş'ten yakınlık sırasına göre 7. gezegenidir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Yunan mitolojisi'ndeki gökyüzü tanrısı Uranos'tan (Yunanca'da Οὐρανός, Latinceleştirilmiş şekli ile Uranus) alır. 1781 yılında William Herschel tarafından bulunmuştur. Buz devleri sınıfına girmektedir. Uranüs’ün kütlesi Dünya’nınkinin 15 katı, hacmi ise 63 katıdır. Uranüs’ün çevresinde ince, keskin hatlı ve koyu renkli 10 halkanın olduğu tespit edilmiştir. Halkaların tümü, yaklaşık 1 m çapında koyu renkli kaya benzeri parçalardan oluşmaktadır. Bunların yapısı henüz belirlenememiştir. Uranüs, kutbu güneşe bakacak şekilde tekerlek gibi döner. Böylece etrafındaki halkalar da dik olarak onunla birlikte döner. Uranüs’te,Yer’in ve Satürn’ün çevresindekilerle karşılaştırılabilecek ölçüde manyetik alan vardır. Manyetik alanın ekseni, gezegenin dönme eksenine göre 55o eğiktir ve bu diğer gezegenlere oranla oldukça yüksek bir değerdir. Bu eğiklik manyetik alanın, güneş rüzgarı karşında tirbuşan benzeri uzun bir kuyruk yapmasına neden olur. Gezegenin dönme periyodu yaklaşık olarak 17.5 saattir ve dönme ekseni olağan dışıdır. Uranüs’ün eriyik halde bulunan ağır bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin çevresinde ise su, metan ve amonyaktan oluşan birkaç bin oC sıcaklığında ve binlerce km kalınlığında bir manto yer alır. Bu aşırı sıcak mantonun, üzerindeki atmosferin ağırlığından kaynaklanan devasa basıncın etkisiyle kaynayamadığı ve buranın elektriksel olarak iletken olduğu, gezegenin manyetik alanını sınırladığı düşünülmektedir.
Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'ten alan gezegen, çapına göre en büyük dördüncü, kütlesine göre ise en büyük üçüncü gezegendir. Dünya'nın 17 katı kütlesiyle ikizi sayılabilecek Uranüs'ten çok az büyük ve daha yoğundur. Güneş'e olan uzaklığı ortalama 30 Astronomik birimdir (AU). 23 Eylül 1846'da keşfedilen Neptün, deneysel gözlemlerden önce matematiksel tahminlerle bulunan ilk ve tek gezegendir. Alexis Bouvard, Uranüs'ün yörüngesindeki beklenmeyen değişikliklere, bilinmeyen bir gezegenin kütleçekimsel etkisinin sebep olduğunu öngördü. Daha sonra Neptün, Johann Gottfried Galle tarafından Urbain Le Verrier'in tahmin ettiği pozisyonun çok yakınında bir bölgede gözlemlendi. Kısa bir süre sonra da en büyük uydusu Triton keşfedildi. Kalan 12 uydusu ise ancak 20.yy'da keşfedilebildi. Neptün şimdiye kadar sadece Voyager 2 tarafından ziyaret edildi. Neptün'ün yapısı Uranüs'e çok benzemektedir, bununla beraber bu ikisi, daha büyük gaz devleri olan Jüpiter ve Satürn'ün yapısından biraz farklıdırlar. Neptün'ün atmosferi, Jüpiter ve Satürn'ün atmosferi gibi ağırlıklı olarak hidrojen ve helyum, ve az miktarlarlarda hidrokarbonlar ve azottan oluşmakla beraber, görece yüksek miktarlardaki su, amonyak ve metan buzları ile onlardan ayrılmaktadır. Gök bilimcilerin Uranüs ve Neptün'e bazen buz devleri demesinin nedeni de işte bu farklılığı vurgulamaktır.[3] Neptün'ün iç katmanları, Uranüs'e benzer şekilde ağırlıklı olarak buz ve kayaç malzemelerden oluşmaktadır. Atmosferinin üst katmanlarında bulunan metan, gezegene mavi görüntüsünü vermektedir. Uranüs'ün durağan atmosferinin aksine Neptün'ün atmosferi hareketli ve göze çarpan hava olayları ile dikkat çekmektedir. Örneğin, 1989'daki Voyager 2 yakın geçişi sırasında gezegenin güney yarım küresinde Jüpiter'deki Büyük Kırmızı Leke'ye benzer bir Büyük koyu leke vardı. Bu atmosfer olayları, 2100km/s'e varan hızlara sahip Güneş Sistemi'ndeki en güçlü rüzgarlar tarafından gerçekleştirilmektedir.[6] Güneş'e olan uzaklığı nedeniyle, Neptün'ün üst atmosfer katmanları, -218°C'ye kadar düşen sıcaklığıyla Güneş Sistemi'ndeki en soğuk yerlerdendir. Bununla birlikte, gezegenin merkezi yaklaşık 5000 °C kadar sıcaktır. Neptün, 1960'larda farkedilen ve 1989'da Voyager 2 tarafından kesin olarak onaylanan çok ince ve parçalı bir halka sistemine de sahiptir.
Plüton, formal adı 134340 Pluto, Güneş Sistemi'nde Eris'ten sonra bilinen en büyük cüce gezegen ve doğrudan Güneş'in etrafında dönen en büyük onuncu cisim. Önceleri gezegen olarak sınıflandırılmıştır. Plüton, birçok cismi barındıran Kuiper kuşağı'nın en belirgin üyelerinden biridir. Plüton, diğer Kuiper kuşağı üyelerine benzer biçimde taş ve buzdan oluşmaktadır; ancak bu kuşaktaki gezegenlere nispeten oldukça küçüktür. Kütle ve hacim olarak Ay'dan bile daha küçüktür. Plüton, eksenindeki eksantrik (dış merkezli) eğim sayesinde Güneş'e Neptün'den daha yakındır. Plüton, 1930'da keşfedildikten 2006'ya kadar, Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeni olarak değerlendirilmiştir. 70'li yıllardan sonra Güneş Sistemi'nin dışında bir cüce gezegen olan 2060 Chiron saptanana kadar küçük bir gezegen olarak düşünülen Plüton'u, gezegen olma statüsü tartışılmaya başlanmıştır.[1] 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında, Güneş Sistemi'nin dışında Plüton'a benzeyen birçok cisim saptanmıştır. Bunların en önemlisi 2005'te saptanan ve Plüton'dan yaklaşık %27 daha büyük olan Eris olmuştur.[2] 24 Ağustos 2006'da, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU ya da UAB) Güneş Sistemi'nde bir gezegen olmanın koşullarını tanımlamıştır. Bu tanımlama sonrasında Plüton gezegenlikten çıkartılmış, Eris ve Ceres ile birlikte yeni bir küme olan "cüce gezegenler" sınıfına dahil edilmiştir.[3] Böylece Plüton yeniden sınıflandırılmış, küçük gezegenler dizinine eklenmiş ve astronomik adı yani numarası 134340 olarak değiştirilmiştir.[4][5] Plüton, bazı araştırmacılar tarafından hâlâ gezegen olarak onaylanmaktadır.[6] Plüton'un uydusu Charon, Plüton'un yarısı büyüklüğündedir ve bazı bilim insanlarınca ikili uzay sisteminde gösterilir, çünkü yörüngesi başka bir ağırlık merkezinin içinde yer almaz.[7] IAU tarafından Plüton cüce gezegen sınıfına alınana dek geçen sürede, Charon, Plüton'un uydusu olarak kabul edilmiştir.[8] Plüton'un bilinen iki küçük uydusu daha vardır, bunlar Nix ve Hydra'dır. Bu uydular 2005'te saptanmıştır.[9]